sıcak buharla geldik kendimize
aldığımız her yudum gerçeğe yaklaştırırken bizi
sonlardan korkmayı öğrendik
tıpkı çayın soğumasından korktuğumuz gibi
her başlangıç bi önceki sona dairdi aslında
sonlar olmalıydı ki
yeniden yaratma olsun
yenilenme olsun;
her bahar kışa inat açan çicekler
sonbahar sonundaki yıkımın toparlanması değil miydi...
sonra
fincanın dibindeki ılımış çaya baktı,
kararsızlığın yansımasını gördü
nereden baksan
bir tatlı kaşığı renkli suydu...
esen soğuk rüzgar işaretçisi oldu belki değişimin
ve derin bir nefesle birlikte
son yudum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder