camın sığınağında otururken, çoğu zaman dışarda; yağmurda ıslananları farketmezdin..
tıpkı beni fark etmediğin gibi...
halbuki ben; gözümü sana dikip, buğulu camdaki yansımandan sana dair fikirler üretirdim.
sınır tanımadığım aklım, her seferinde cesaretlendirirdi beni.
mevsim kıştı bahardı yazdı... mevsim önemli degildi.
yağmur yağardı ve her yağmur sana dair kafamdaki fikirleri değiştirirdi.
sonra bi gün o buğulu camdan sıkılıp, elini cama değdirdin..
örtüyü araladın...aslında sadece baktın...
seni gördüm...
senin de beni gördüğünü hayal ederek...
hayallerin gerçekleşeceğine dair kocaman bi umut besleyerek...
...
umudun gerçekleşebileceğine dair bi öngörü besliyorum şimdi içimde
yavaşça büyütüyorum onu içimde,
senin izin verdiğin kadarını görmek için bekliyorum yağmurun altında...
aslında camdaki buğuyu silmenden başka bişi istemiorum...
şimdilik bana bakan iki buğulu gözle yetinmeyi biliyorum.
tıpkı buğunun gözünde değil, camda olduğunu bildiğim gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder